Sürdürülebilirlik Hukuku Ön İnceleme
14 min oku


Çevresel, Sosyal ve Yönetişim[1] (“ÇSY”) bir şirket veya işletmedeki yatırımın sürdürülebilirliğini ve toplumsal etkisini ölçmede kullanılan üç temel faktörü ifade eder. Bu kriterler, şirketlerin gelecekteki finansal performansını yani yaptıkları yatırımların getiri ve riskini daha iyi belirlemeye yardımcı olur.
ÇSY'nin Tarihsel Gelişimi
1. Erken Kavramlar ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk (1960-1970'ler)
ÇSY'nin kökleri, 1960 ve 1970'lerde ortaya çıkan Kurumsal Sosyal Sorumluluk (“KSS”) kavramına dayanır. Bu dönemde, şirketler hissedar karının ötesindeki yükümlülüklerini tanımaya başladı. Şirketler, sivil haklar, iş standartları ve çevreyi koruma gibi daha geniş toplumsal sorunlar üzerindeki etkilerini düşünmeye başladı.
2. Sürdürülebilir Yatırımcılığın Ortaya Çıkışı (1980-1990'lar)
1980'ler ve 1990'lar boyunca, Güney Afrika'daki apartheid[2] ve çevresel felaketler gibi küresel meselelere dair kamuoyunun farkındalığı ve kısmi baskısı şirketlerin yatırım kararlarına çevresel ve sosyal meseleleri entegre etme eğilimi arttı. Bu dönemde sosyal sorumlu yatırım (“SSY”), çevreye faydalı faaliyetlerde bulunan şirketlere yatırım yapılmasını öngören ilk sosyal sorumlu yatırım fonları (”SSYF”) başlatıldı.
· SSY nedir?
Sosyal sorumlu yatırım (ingilizcesi: Social Responsible Investing) şirketin yürüttüğü işin doğası gereği sosyal olarak sorumlu kabul edilen bir yatırımdır. Örneğin elektrikli araç üreticisi olan Tesla şirketi.
- Sosyal sorumlu yatırımın doğasında iki hedef vardır: sosyal etki ve finansal kazanç.
3. ÇSY'nin Resmileştirilmesi: Birleşmiş Milletler Küresel İlkeleri ve Sorumlu Yatırım İlkeleri (2000'ler)
2000 yılında Birleşmiş Milletler Küresel İlkeleri başlatıldı ve şirketlere sürdürülebilir ve sosyal olarak sorumlu politikalar benimsemeleri çağrısında bulunuldu. 2006 yılında, finansal analiz ve yatırım karar alma sürecine ÇSY faktörlerini entegre etmek için bir çerçeve sunan Sorumlu Yatırım İlkeleri (“SYİ”) tanıtıldı. Bu ilkeler dünya çapında büyük finans kuruluşları tarafından benimsendi ve yatırım topluluğunda ÇSY faktörlerinin önemini önemli ölçüde artırdı.
· SYİ ilkeleri nelerdir?[3]
1. ÇSY Sorunlarını İçerme: İmzacılar, yatırım analizleri ve karar alma süreçlerine ÇSY faktörlerini entegre etmeyi taahhüt ederler.
2. Aktif Katılım: Yatırımcılar, aktif katılımcılar olarak hareket edecek ve katılımcı politika ve uygulamalarına ÇSY düşüncelerini dahil edeceklerdir.
3. Açıklama Talebi: İmzacılar, yatırım yaptıkları kurumlardan ÇSY konuları hakkında uygun açıklamalar talep edeceklerdir.
4. Kabulü ve Teşvik edilmesi: SYİ, yatırım endüstrisi içinde bu ilkelerin tanıtımını ve uygulanmasını teşvik eder.
5. Etkinliği Artırma: Anlaşmanın tarafaları, ilkeleri uygulama etkinliklerini artırmak için işbirliği yapacaklardır.
6. İlerleme Raporlama: Anlaşmanın tarafları, yıllık olarak ilkeleri uygulama yolunda faaliyetlerini ve ilerlemelerini raporlama taahhüdünde bulunur.
4. Yasal düzenlemeler ve Geniş Kabul (2010'lar-Günümüz)
2010'lar boyunca, iklim değişikliği ve sosyal eşitsizlik gibi konularda artan kamuoyu farkındalığı ve düzenleyici değişikliklerle tetiklenen ÇSY kriterlerinin kabulünde önemli bir artış oldu. Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ve dünyanın diğer bölgelerindeki hükümetler ve düzenleyici kurumlar, ÇSY faktörleri için daha sıkı ifşa gereklilikleri getirmeye başladı. "Etki yatırımcılığı" kavramı büyüdü ve finansal getirilerin yanı sıra sosyal veya çevresel etkiler üretmeye odaklanıldı.
Güncel Eğilimler
Bugün, ÇSY kriterleri, trilyonlarca dolarlık varlıkları etkileyen potansiyel yatırımların değerlendirilmesinde kritik bir bileşen olarak kabul edilmektedir. Dünya genelindeki şirketler ve ÇSY performanslarına göre yatırımcılar, düzenleyici kurumlar ve kamuoyu tarafından giderek daha fazla sorumlu tutulmaktadır. Bu alandaki devam eden gelişmeler arasında ÇSY riskinin kredi riski değerlendirmelerine entegrasyonu, ÇSY ifşaatlarının şeffaflığının artırılması ve etki ölçümlerinin doğruluğunun artırılması yer almaktadır. Harvard gibi köklü okullar “Triple Bottom Line” gibi yeni çevreci politikalar gliştirmiştir.
· Triple Bottom Line Nedir?[4]
İşletmelerin/Şirketlerin sadece kâr elde etmeye odaklanmak yerine, finansal performanslarının yanı sıra sosyal ve çevresel etkilerini de ölçmeyi taahhüt etmeleri gerektiğini belirten bir iş kavramıdır.
- “Triple Bottom Line”ın üç alt başlıkta incelenir:
i- Kar: Kapitalist bir ekonomide, bir firmanın başarısı büyük ölçüde finansal performansına veya hissedarlar için ürettiği kâra bağlıdır. Geçmişte birçok firmanın hedefleri yalnızca ekonomik etki ve büyümeye odaklanıyordu. Şimdi ise amaç odaklı liderler, işletmelerini finansal performansını engellemeden dünyada olumlu bir değişim yaratmak için sürdürülebilirlik ilklerini benimsemektedirler. Sürdürülebilirlik ilke ve prensipleri işletmelerin iş başarısını ve karını da artırmaktadır.
ii- İnsanlar: Bu ikinci bileşeni, bir işletmenin toplumsal sorumluluklarını vurgulamakta ve yalnızca hissedarların çıkarlarına odaklanmak yerine müşteriler, çalışanlar ve toplum ç çıkarları gibi tüm paydaşların ihtiyaçlarının ele alınmasını vurgulamaktadır. Toplumsal refahı etkilemeye yönelik stratejiler arasında adil işe alım uygulamalarının hayata geçirilmesi ve sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmak için kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla ortaklıkların teşvik edilmesi yer almaktadır.
iii- Dünya: Geleneksel olarak iklim değişikliğine sebebiyet veren işletmeler, karbon ayak izlerini azaltma sorumluluklarının giderek farkına varıyor ve hem büyük şirketler hem de daha küçük işletmeler sürdürülebilir ilkeleri işletmelerinde benimsiyor. Yerel malzeme kullanımı, enerji tüketiminin azaltılması ve nakliye yöntemlerinin çevreci alternatiflerin kullanılması gibi uygulamalar uzun vadeli sürdürülebilirliğe yönelik önemli adımlardır.
Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (Türkiye)[5]
Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları (“SKA’lar”), 2030 yılına kadar yoksulluğu sona erdirmek, gezegeni korumak, ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için 17 evrensel hedeften oluşan bir eylem çağrısıdır.
2015 Eylül'ünde Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından kabul edilen SKA’lar, 1 Ocak 2016’da yürürlüğe girmiştir ve önceki Binyıl Kalkınma Hedefleri’nin yerini alarak daha geniş bir sürdürülebilir kalkınma çerçevesi sunmaktadır.
UN Global Compact’in[6] iş dünyasından beklentisi, sorumlu iş yapış şekillerine bağlı kalması, yenilikçilik ve işbirliği ile toplumsal sorunlara çözüm üretmesidir. İş dünyası, iş modellerini ve sistemlerini dönüştürerek SKA’lara yönelik sorumlu yaklaşımlar benimsemeli, bu hedefleri strateji ve operasyonlarına entegre etmelidir. Ayrıca, iş dünyası, iklim, su, gıda krizleri, yoksulluk ve eşitsizlik gibi küresel sorunlara çözüm sunma sorumluluğunu da kabul etmelidir. SKA’larla etkileşim içinde olan iş dünyası, küresel öncelikleri anlayarak stratejilerini bu önceliklerle uyumlu hale getirebilir.
1- Yoksulluğa Son
a. Günde 1,25 dolardan daha az bir parayla geçinen insanların sayısı şeklinde ölçülerek tanımlanan aşırı yoksulluğun 2030’a kadar herkes için, her yerde ortadan kaldırılması
b. 2030’a kadar ulusal tanımlara göre bütün boyutlarıyla yoksulluk içinde yaşayan her yaştan erkek, kadın ve çocuk oranının en az yarıya indirilmesi
c. Temel mal ve hizmetler de dâhil edilerek herkes için ulusal açıdan uygun sosyal koruma sistemleri ve önlemlerinin hayata geçirilmesi ve 2030’a kadar yoksul ve kırılgan durumdaki kişiler için önemli ölçüde korunma sağlanması
2- Erişilebilir ve Temiz Enerji[7]
a. 2030’a kadar uygun fiyatlı, güvenilir ve modern enerji hizmetlerine evrensel erişimin sağlanması
b. 2030’a kadar yenilenebilir enerjinin küresel enerji kaynakları içindeki payının önemli ölçüde artırılması
c. 2030’a kadar küresel enerji verimliliği ilerleme oranının iki katına çıkarılması
d. 2030’a kadar yenilenebilir enerjiyi, enerji verimliliğini ve gelişmiş ve daha temiz fosil yakıt teknolojisini kapsayan temiz enerji araştırmaları ve teknolojilerine erişimi kolaylaştırmak için uluslararası işbirliğinin geliştirilmesi ve enerji altyapısı ve temiz enerji teknolojisi alanlarına yatırımın teşvik edilmesi
e. 2030’a kadar özellikle en az gelişmiş ülkeler, gelişmekte olan küçük ada devletleri ve karayla çevrili gelişmekte olan ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkelerde, bu ülkelerin destek programları çerçevesinde herkese modern ve sürdürülebilir enerji hizmetleri sunabilmek için altyapının genişletilmesi ve teknolojinin geliştirilmesi
3- İnsana Yakışır İş ve Ekonomik Büyüme[8]
a. Kişi başına düşen gelir artışının ulusal koşullara uygun olarak sürdürülmesi ve özellikle en az gelişmiş ülkelerde gayri safi yurt içi hasılada yıllık en az yüzde 7 oranında büyüme olmasının sağlanması
b. Yüksek katma değerli ve emek-yoğun sektörlere odaklanarak ve çeşitlendirme, teknoloji geliştirme ve yenilik getirme aracılığıyla ekonomik verimliliğin daha yüksek seviyelere çekilmesi
c. Üretim faaliyetlerinin, insana yakışır istihdam yaratmanın, girişimciliğin, yaratıcılık ve yenilikçiliğin desteklendiği kalkınma odaklı politikaların desteklenmesi ve finansal hizmetlere erişim yoluyla mikro, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin resmiyet kazanmalarının ve büyümelerinin teşvik edilmesi
d. 2030’a kadar tüketim ve üretimdeki küresel kaynak verimliliğinin devamlı bir biçimde artırılması ve gelişmiş ülkeler başı çekmek üzere, Sürdürülebilir Tüketim ve Üretim İçin 10 Yıllık Çerçeve Programı’na uygun olarak ekonomik büyümenin çevrenin bozulmasından ayrıştırılması için çaba gösterilmesi
e. 2030’a kadar gençler ve engelliler de dâhil bütün kadın ve erkeklerin tam ve üretken istihdama ve insana yakışır işlere erişimlerinin sağlanması ve eşit işe eşit ücret ilkesinin tam olarak benimsenmesi
f. 2020’ye kadar işsiz ya da eğitim görmeyen gençlerin oranının önemli ölçüde azaltılması
g. Zorla çalıştırmayı ortadan kaldırmak, modern köleliği ve insan ticaretini sona erdirmek ve çocukların askere alınmaları ve asker olarak kullanılmaları da dâhil çocuk işçiliğinin en kötü türlerinin yasaklanmasını ve ortadan kaldırılmasını güvence altına almak için acil ve etkili önlemler alınması ve 2025’e kadar çocuk işçiliğinin her türünün sona erdirilmesi
h. Çalışanların haklarının korunması ve özellikle kadın göçmenler olmak üzere göçmen işçiler ve güvencesiz işlerde çalışan insanlar dâhil bütün çalışanlar için güvenli çalışma ortamlarının geliştirilmesi
i. 2030’a kadar istihdam yaratan ve yerel kültür ve ürünlerini teşvik eden sürdürülebilir turizmin desteklenmesi için politikalar oluşturulması ve uygulanması
j. Herkesin bankacılık, sigorta ve finansal hizmetlere erişiminin teşvik edilmesi ve artırılması için yurt içi finansal kurumların kapasitelerinin güçlendirilmesi
k. Özellikle en az gelişmiş ülkeler olmak üzere gelişmekte olan ülkeler için, En Az Gelişmiş Ülkelere Ticaretle Bağlantılı Teknik Destek İçin Entegre Edilmiş Çerçeve Dayanışma Fonu aracılığıyla ticaret yardımı sağlanmasının artırılması
l. 2020’ye kadar genç istihdamı için küresel bir strateji geliştirilmesi ve uygulamaya konması ve Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO)’nün Küresel İstihdam Paktı’nın uygulanması
4- Sanayi, Yenilikçilik ve Altyapı[9]
a. Herkes için uygun fiyatlı ve eşitliğe dayalı bir erişime vurguda bulunarak ekonomik kalkınmayı ve insanların esenliğini desteklemek için bölgesel ve sınırlararası altyapıyı kapsayan kaliteli, güvenilir, sürdürülebilir ve dayanıklı altyapıların oluşturulması
b. Kapsayıcı ve sürdürülebilir sanayileşmenin desteklenmesi ve 2030’a kadar sanayinin istihdam ve gayri safi yurt içi hasıla payının ulusal koşullarla uyumlu olarak önemli ölçüde artırılması ve en az gelişmiş ülkelerde bu payın iki katına çıkarılması
c. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde küçük ölçekli sanayi işletmelerinin ve diğer işletmelerin uygun koşullu krediyi de kapsayan finansal hizmetlere erişimlerinin ve değer zincirlerine ve piyasalara entegrasyonlarının artırılması
d. 2030’a kadar her ülkenin kendi kapasitesine uygun olarak harekete geçmesiyle, kaynakların daha verimli kullanımının artırılması ve temiz ve çevresel açıdan daha sağlam teknolojiler ve sanayi süreçlerinin daha çok benimsenmesi yoluyla altyapının ve güçlendirme sanayilerinin sürdürülebilir hale gelecek biçimde geliştirilmesi
e. Özellikle gelişmekte olan ülkeler olmak üzere bütün ülkelerde, 2030’a kadar yenilikçiliğin teşvik edilmesi ve her 1 milyon kişi içindeki araştırma-geliştirme alanında çalışan kişi sayısının, kamu araştırmalarının, özel araştırmaların ve hükümet harcamalarının önemli ölçüde artırılması yoluyla bilimsel araştırmanın geliştirilmesi ve sanayi sektörlerinin teknolojik yetkinliklerinin genişletilmesi
5- Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar[10]
a. Hukukun üstünlüğünün ulusal ve uluslararası düzeylerde geliştirilmesi ve herkesin adalete eşit biçimde erişiminin güvence altına alınması
b. 2030’a kadar yasa dışı para ve silah akışının büyük ölçüde azaltılması, çalınan varlıkların geri alınmasının güvence altına alınması ve organize suçun her türüyle mücadele edilmesi
c. Yolsuzluk ve rüşvetin tüm biçimlerinin önemli ölçüde azaltılması
d. Her düzeyde etkili, hesap verebilir ve şeffaf kurumlar kurulması
e. Her düzeyde duyarlı, kapsayıcı, katılımcı ve temsil edici karar verme mekanizmalarının oluşturulması
f. Gelişmekte olan ülkelerin küresel yönetişim kurumlarına katılımlarının sağlanması ve güçlendirilmesi
g. Ulusal mevzuata ve uluslararası anlaşmalara uygun olarak bilgiye kamu erişiminin sağlanması ve temel özgürlüklerin korunması
h. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde şiddeti önlemek ve terör ve suçla mücadele etmek için her düzeyde kapasite geliştirilmesi adına ilgili ulusal kurumların uluslararası işbirliği yoluyla güçlendirilmesi
i. Sürdürülebilir kalkınma için ayrımcılık gözetmeyen yasa ve politikaların ilerletilmesi ve uygulanması
NOT: TÜBİTAK girişimci ekosisteminde ve projelerinde yukarıdaki kalkınma amaçlarını önemsemekte olup İş planı hazırlayacak olan girişimci adaylarının BM kalkınma amaçlarına uygun projeler olmasını istemektedir.[11]
BM Çevre Konferansı 1972 Stockholm
Dünyada düzenlenen ilk çevre konferansıdır. Stockholm Konferansı'nın ana amacı, çevresel sorunların küresel etkilerini ele almak, çevre koruma ile ekonomik kalkınma arasındaki dengeyi sağlamak ve çevre yönetiminde uluslararası işbirliğini teşvik etmekti. Konferansta:
· 26 ilke içeren “Stockholm Declaration and Action Plan for the Human Environment” deklarasyonu yayımlandı.[12]
· Stockholm Konferansı'nın bir diğer önemli sonucu, çevreyle ilgili sorunların küresel düzeyde ele alınması için Birleşmiş Milletler Çevre Programı'nın (UNEP) kurulması oldu. UNEP, çevre politikalarının geliştirilmesi, uygulanması ve izlenmesi konusunda uluslararası işbirliğini teşvik eden bir kuruluş olarak faaliyete geçti.
· Ayrıca bir eyleme çağrı planı da yayımlandı. Bu planın üç ana noktası vardır:
a) Küresel Çevresel Değerlendirme Programı (izleme planı);
b) Çevre yönetimi faaliyetleri;
c) Ulusal ve uluslararası düzeyde yürütülen değerlendirme ve yönetim faaliyetlerini desteklemeye yönelik uluslararası tedbirler.
BM Çevre konferansı 2022 (“Stockholm+50”)[13]
Stockholm+50'nin teması, "Herkes için refah için sağlıklı bir gezegen - sorumluluğumuz, fırsatımız" olarak belirlenmişti. Konferans, çevresel eylemler üzerine geçen elli yılı değerlendirmek, ilerlemeyi gözden geçirmek ve dünyanın en acil çevre sorunlarını ele almak için ilham verici yeni çabaları teşvik etmeyi amaçlamıştır.
- Stockholm+50, çevre konularını uluslararası politikaların merkezine yerleştiren ilk BM konferansının üzerinden geçen 50 yılı işaret etti. Etkinlik, 1972'den bu yana kaydedilen ilerlemeyi değerlendirdi, başarıları kabul etti ancak aynı zamanda devam eden zorlukları ve küresel çevresel hedeflere ulaşmak için hızlandırılmış eylemlerin gerekliliğini vurguladı.
- Konferans, sürdürülebilir kalkınma ve çevresel yönetimin farklı yönlerine odaklanan üç ana diyalog etrafında şekillendi:
a- Herkes için sağlıklı bir gezegen ve refah sağlamak için acil eylem ihtiyacı üzerine düşünme.
b- COVID-19 pandemisinden sürdürülebilir ve kapsayıcı bir toparlanma sağlama.
c- Eylem planının onuncu yılı bağlamında Sürdürülebilir Kalkınma'nın çevresel boyutunun uygulanmasını hızlandırma.
- Konferans yasal olarak bağlayıcı anlaşmalar üretmemekle birlikte, katılımcı ülkeler ve organizasyonlar tarafından gönüllü taahhütler ve eylemler ortaya koyuldu. Bu taahhütler, uluslararası işbirliğini güçlendirmeye, çevresel girişimler için finansal desteği artırmaya ve SKA’lara bağlı kalmaya vurgu yaptı.
Paris Anlaşması[14]
2020 sonrası iklim değişikliği rejiminin çerçevesini oluşturan Paris Anlaşması (“Anlaşma”), 2015 yılında Paris’te düzenlenen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi (“BMİDÇS“) 21. Taraflar Konferansı’nda kabul edilmiştir. COP 21’de, 2020 sonrası için ilk kez küresel ölçekte bütün ülkeler sera gazı emisyon azaltımı taahhüdünde bulunmuşlardır. Anlaşma, 5 Ekim 2016 itibariyle, küresel sera gazı emisyonlarının %55’ini oluşturan en az 55 tarafın anlaşmayı onaylaması koşulunun karşılanması sonucunda, 4 Kasım 2016 itibariyle yürürlüğe girmiştir.
· Anlaşma, kabulünün üzerinden 1 yıl geçmeden yürürlüğe giren ilk küresel anlaşmadır.
· Anlaşma, insan kaynaklı sera gazı salımlarının neden olduğu küresel sıcaklık artışını uzun vadede, sanayileşme öncesi döneme kıyasla 2 santigrat derecenin altıyla sınırlamayı hedeflemektedir. (Madde 2)
· Anlaşma ile ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadeleye “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler” ilkesi çerçevesinde katkıda bulunmaları hususu teyit edilmiştir. (Madde 4-6-7)
i. Ülkemiz, Paris Anlaşması’nı, 22 Nisan 2016 tarihinde, New York’ta düzenlenen Yüksek Düzeyli İmza Töreni’nde 175 ülke temsilcisiyle birlikte imzalamış ve Ulusal Beyanımızda Anlaşma’yı gelişmekte olan bir ülke olarak imzaladığımız vurgulanmıştır.
ii. Paris Anlaşması 7 Ekim 2021 tarihinde Cumhurbaşkanı Kararı ile onaylanmış olup, iç hukuk onay süreci tamamlanmıştır. Anlaşma onay belgesi, ulusal beyanımızla birlikte, 11 Ekim 2021 tarihinde BM Sekretaryası’na tevdi edilmiştir.
NOT: Tüm maddeler için[15] dipnottaki linke bakınız.
[1] İngilizcesi: Enviromenti Social, Governance (ESG).
[2] Tanım: bir ırksal grubun diğer herhangi bir ırksal grup üzerinde hakimiyet kurmak ve sürdürmek ve onları sistematik olarak ezmek amacıyla işlenen insanlık dışı eylemler.
[3] https://www.swedfund.se/media/1038/un-pri-principles-for-responsible-investment.pdf
[4] https://online.hbs.edu/blog/post/what-is-the-triple-bottom-line
[5] https://turkiye.un.org/tr/sdgs
[6] https://www.globalcompactturkiye.org/surdurulebilir-kalkinma-amaclari/
[7] Sürdürülebilirlik planının 7. maddesidir. Bazı maddeler bağlam dışı olduğu için atlanmıştır.
[8] Sürdürülebilirlik planının 8. maddesidir. Bazı maddeler bağlam dışı olduğu için atlanmıştır.
[9] Sürdürülebilirlik planının 9. maddesidir. Bazı maddeler bağlam dışı olduğu için atlanmıştır.
[10] Sürdürülebilirlik planının 16. maddesidir. Bazı maddeler bağlam dışı olduğu için atlanmıştır.
[11] https://tubitak.gov.tr/sites/default/files/2024-04/2209-a_2023_26092023.pdf
[12] https://documents.un.org/doc/undoc/gen/nl7/300/05/pdf/nl730005.pdf
[13] https://www.stockholm50.global/
[14] https://iklim.gov.tr/db/turkce/dokumanlar/paris-anlasmasi-13-20220808231948.pdf
[15] https://iklim.gov.tr/db/turkce/dokumanlar/paris-anlasmasi-13-20220808231948.pdf