Sürdürülebilirlik ve Rekabet Hukuku

11 min oku

1. Giriş

Sürdürülebilirlik ve rekabet arasındaki uyumun sağlanması, etkili sonuçlar oluşturur. Sürdürülebilirlik politikaları ve rekabet hukuku mevzuatı kapsamında ilgililer, denge kurma çabası içindedir. İlk modern rekabet kanunu Amerika Birleşik Devletleri (“ABD’’) tarafından yapılmıştır. Sürdürülebilirlik ise, Birleşmiş Milletler’in (‘‘BM’’) çalışmalarıyla yaygınlaşmıştır.

ABD, ekonomisinin içinde sürdürülebilirliğe yer açmaya çalışırken Avrupa Birliği (“AB’’) sürdürülebilirliği ön plana alan bir yaklaşım sergilemektedir. Türkiye ise sürdürülebilirlik ve rekabet hukuku adına dengeli bir politika yürütmektedir.

2. Sürdürülebilirlik ve Rekabet Kavramlarına İlk Bakış

Sürdürülebilirlik ve rekabet, birbirinden ayrı gelişmiş olsa da günümüzde bu kavramlar iç içe geçmiştir. Bu durum, sektörleri bu iki kavram arasında denge sağlamaya yönelik hedefler belirlemeye yönlendirmektedir. Sürdürülebilirlik ve rekabet dengesinin hukuk alanındaki düzenlemesi, devletlerin ve bu konuda yetkilendirilmiş kurumların sorumluluğundadır.

Sürdürülebilirlik politikalarının ve rekabet hukukunun amaçlarının temelinde:

i- Refahın artması,

ii- Kaynakların etkin kullanımı,

iii- Üretim maliyetlerinin düşmesi bulunmaktadır.

Nihayetinde, her iki kavramın amaçlarının aynı olması fakat bu amaçlara farklı yollarla ulaşmaları, aralarında çatışmalara yol açmaktadır.

2.1 Sürdürülebilirlik

Sürdürülebilirlik, çevresel ve ekonomik sorunların derinleşmesiyle önem kazanmıştır. Sürdürülebilir kalkınma kavramının genel bir kabul olarak görülmesi, 1987 yılında BM Dünya Çevre ve Kalkınma Komisyonu’nun hazırladığı “Brundtland Raporu’’ ile gerçekleşmiştir. Rapor, sürdürebilir kalkınma kavramını ‘’Bugünün gereksinimlerini, gelecek kuşakların gereksinimlerini karşılama yeteneğinden ödün vermeden karşılayan kalkınma’’ olarak tanımlamıştır.[1]

Sürdürülebilirlik, başlangıçta sadece çevre sorunlarına ilişkinmiş gibi algılanmış, çok boyutlu yapısı sonradan anlaşılmıştır. Nitekim, 1992 yılında Rio de Janerio’da düzenlenen BM Çevre ve Kalkınma Konferansı’nda tekrar vurgulanan sürdürülebilir kalkınma, Munasinghe tarafından daha geniş bir perspektifle çevresel, iktisadi ve sosyal eksende incelenerek üç boyutlu olarak tanımlanmıştır.

2.2 Rekabet

Rekabetin gelişimi modern ekonominin gelişimiyle yakından ilişkilidir. Ekonominin Babası olarak tanınan Adam Smith, ‘‘Görünmez El Kuramını’’ ortaya atmıştır. Kuramında, piyasa mekanizmalarının kendiliğinden bir denge sağladığını savunmuş, rekabet kavramını görüşlerinde önemli bir yere yerleştirmiştir. Bu kuram, günümüzde geçerliliğini yitirmiş olsa da Smith’in görüşlerinin rekabet hukukunun temellerinin atılmasındaki payı büyüktür. Rekabet hukuku, mal ve hizmet piyasalarında rekabetin korunması amacına yönelik olarak oluşturulan kurallar üzerine inşa edilmiş bir hukuk dalıdır. [2]

3 ABD, AB ve Türkiye Açısından Sürdürülebilirlik ve Rekabet Hukukunun Gelişimi

3.1 ABD’de Sürdürülebilirlik ve Rekabet Hukuku

ABD, sürdürülebilirlik politikaları ve rekabet hukuku alanında önemli düzenlemeler yapmaktadır. Rekabet hukuku açısından net bir yasal çerçeveye sahipken sürdürülebilirlik için bunu söylemek zordur.

1890 yılında kabul edilen Sherman Antitröst[3] Yasası, rekabetin korunmasına yönelik ilk yasal düzenlemedir. Bu yasa, eyaletler arası ticareti ve pazardaki rekabeti kısıtlayan faaliyetleri ve yabancı veya eyaletler arası ticareti kısıtlayan her türlü sözleşme, komplo veya ticari çıkar kombinasyonunu yasaklamaktadır.[4]

Sherman Antitröst Yasası’nın ardından Federal Ticaret Komisyonu (“FTC’’) Yasası ve Clayton Yasası kabul edildi. FTC Yasası, haksız rekabet yöntemleri ve haksız/aldatıcı eylemleri kapsamaktadır. Clayton Yasası ise, rekabeti önemli ölçüde azaltma ya da bir tekel yaratma eğilimi etkisi olabilecek birleşme ve devralmaları yasaklamaktadır.[5]

ABD, sürdürülebilirlik ve rekabet hukuku alanında yakın dönemde çevresel, sosyal ve yönetişim faktörlerini dikkate alarak politika oluşturmuştur.

FTC’nin bu konuda attığı adımlar önem taşır. FTC, haksız veya aldatıcı ticari uygulamalarını önlemekle görevli, bağımsız bir kurumdur. Komisyon genel olarak pazarlama, reklam ve tüketici kredisi uygulamalarını düzenler. Nitekim FTC:

· Rekabetin korunması adına değerlendirmelerde bulunur,

· Kişisel bilgilerin korunması konularında veri ihlallerine karşı mücadele eder,

· Tüketicileri yanıltıcı reklamlar ve sahte iddialarla karşılaşmasını önlemek için düzenlemeler yapar.

FTC’nin sürdürülebilirlik ve rekabet konusunda yayınladığı Yeşil Kılavuzlar,[6] firmaların ürünleri hakkında çevre dostu olduğuna dair niteliksiz iddialarda bulunmamaları konusunda uyarı niteliğindedir ve bu durumlara karşı tüketicileri bilinçlendirmeyi amaçlar.

ABD’de sürdürülebilirlik ve rekabet kavramlarının kesişiminde teknoloji, yeşil inşaat, enerji, otomotiv gibi sektörler yer alır. Sektörler açısında sürdürülebilirliğin artmasının olumlu tarafları vardır ancak sürdürülebilirliğin artması, firmalar arası rekabeti bozucu etki yaratabilir. Bu durum, rekabet hukukunun düzenleyebileceği bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır.

3.2 Avrupa Birliği’nde Sürdürülebilirlik ve Rekabet Hukuku

AB, sürdürülebilirlik ve rekabet hukuku açısından önemli bir konumdadır. Avrupa’da rekabet hukuku alanındaki ilk yasal düzenleme 1958 Roma Antlaşması’dır. [7] Sürdürülebilirlik konusunda ise, 20. yüzyıl itibariyle çevresel sorunların çıkardığı etkileri dikkate alarak politikalarını şekillendirmiştir.

Avrupa Birliği’nin İşleyişine Dair Antlaşma (“TFEU’’) AB içindeki rekabeti düzenleyen maddeler içermektedir ve özellikle 101, 102 ve 103. maddeleri rekabet hukuku açısından dikkat çekmektedir. Nitekim bu maddeler, rekabeti kısıtlayıcı anlaşmaları, piyasa hâkimiyetini kötüye kullanmayı yasaklamaktadır. Anlaşmanın, rekabet hukukuna dair hükümleri sürdürülebilirlik alanında yapılan işbirliklerinin rekabeti bozucu etki yaratmaması adına önemlidir. Avrupa Komisyonu’nun bu bağlamda hazırladığı Yatay İşbirliği Anlaşmalarına İlişkin Rehber,[8] 2023 yılında güncellenerek ‘’Sürdürülebilirlik Anlaşmaları’’ kısmı eklenmiştir.[9] Bu kısım, sürdürülebilirlik hedeflerini gözeten anlaşmaların rekabet açısından değerlendirilmesine yönelik genel bir rehberdir.

TFEU, sürdürülebilir kalkınmayı ‘’toplumun gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetini tehlikeye atmadan bugün mevcut olan kaynakları tüketme ve kullanma kabiliyeti’’ olarak tanımlar. Sürdürülebilir kalkınma hedefleri; iklim değişikliğinden insan haklarının korunmasına, dayanıklı altyapı ve inovasyonun teşvik edilmesinden hayvan refahının sağlanmasına kadar geniştir.

Rekabet hukukunun uygulanması; yenilikçiliği teşvik eden ürünlerin kalitesini ve seçeneklerini artıran, kaynakların etkin dağılımını sağlayan, üretim maaliyetlerini azaltan ve böylece tüketici refahına katkıda bulunan etkin rekabeti sağlayarak sürdürülebilir kalkınmaya katkıda bulunur.

Sürdürülebilirlik politikalarını açısından başka bir önemli çalışma ise Avrupa Yeşil Mutabakatı’dır. [10] Bu mutabakat, Paris İklim Anlaşması’nın gereğince iklim değişikliği ile mücadele etmeyi amaçlamakta ve AB’nin yeşil geçiş için yol haritası olma niteliğini taşımaktadır. [11] Avrupa’yı 2050 yılına kadar net sıfır sera gazı emisyonu ile dünyanın ilk iklim - nötr kıtası haline getirmektir. Enerji, ulaşım, tarım, teknoloji, inşaat gibi pek çok alanda köklü değişiklikler öngörmektedir.

AB, sürdürülebilirlik hedefleri ile rekabet hukukunun uyumunu sağlarken çevresel, sosyal ve ekonomik boyutları göz önüne alan bütüncül bir yaklaşım sergilemektedir. Roma Antlaşması’ndan bu yana, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Yatay İşbirliği Rehberi gibi bir önemli çalışmalar yapmıştır. Bu çalışmalar, AB’nin sürdürülebilirlik hedeflerini gerçekleştirme konusundaki kararlılığını pekiştirmekte ve rekabet hukukunun bu hedeflerle nasıl bütünleştirileceğine dair üye devletlere önemli bir çerçeve sunmaktadır.

3.3 Türkiye’de Sürdürülebilirlik ve Rekabet Hukuku

Türkiye, sürdürülebilirlik ve rekabet hukuku konusunda AB ile uyumlu biçimde ilerlemektedir. Türkiye, rekabet hukuku alanını 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ve sair mevzuatla düzenlemiştir. Sürdürülebilirlik konusunda, henüz net bir yasal düzenlemesi yoktur.

Türkiye sürdürülebilirlik kavramını, 1992 yılında düzenlenen BM Çevre Kalkınma Konferansı sonrası gündemine almıştır. Son olarak, ‘‘10. Kalkınma Planı’’nda sürdürülebirliğe yer vermiştir. 2015 yılında BM Sürdürülebilirlik Kalkınma Zirvesi’nde ‘’Sürdürülebilir Kalkınma için 2030 Gündemi’’ni kabul etmiştir. Yoksulluğun azaltılması ve refahın artırılması çabalarına bütün toplumların dâhil edilmesi, kültürel ve sosyal değerlerin korunması, çevresel zararların engellenmesi amaçlanmıştır.[12] Türkiye, sürdürülebilirlik alanını politikaları doğrultusunda şekillendirmektedir.

Türkiye, rekabet hukuku alanında ilk adımlarını 1970’li yıllarda Ticaret Bakanlığı’nın kanun tasarıları ile atmaya başlamıştır. Rekabet hukuku konusunda önemli bir yasal düzenleme olan 1982 Anayasası’nın 167. maddesi devlete, ‘’para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alma; piyasalarda fiili veya anlaşma sonucu doğacak tekelleşme ve kartelleşmeyi’’ önleme görevini yüklemektedir. Bu maddenin 4054 sayılı Kanun’un doğuşunu tetiklediğini söylemek mümkündür.

1994 yılında kabul edilen 4054 Sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun, ‘’ mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını’’ amaçlamaktadır.

Bu gelişmenin ardından 1997 yılında kurulan Rekabet Kurumu, 4054 sayılı Kanun’un 20. maddesine göre ‘’ mal ve hizmet piyasalarının serbest ve sağlıklı bir rekabet ortamı içinde teşekkülünün ve gelişmesinin temini ile bu Kanunun uygulanmasını gözetmek ve Kanunun kendisine verdiği görevleri yerine getirmek’’ ile görevlendirilmiştir.

Yasal düzenlemelerin yanı sıra Rekabet Kurumu, enerji, finans, telekomünikasyon gibi sektörlerdeki piyasa incelemeleri ile bilgilendirme ve eğitim faaliyetleriyle katkılar sağlamaktadır. Türkiye rekabet hukuku alanında da sürdürülebilirlik konusuna yer verir. Rekabet Kurulu[13] kararlarında sürdürülebilirliğe yer vermektedir.

3.3.1 15.07.2009 tarihli 09-33/727-167 Sayılı Rekabet Kurulu Kararı

Sabun ve Deterjan Sanayicileri Derneği (‘‘SDSD’’) tarafından yürütülen ‘‘Yeni Nesil Çamaşır Deterjanları Projesi’’ne (‘‘Proje’’) menfi tespit belgesi verilmesi veya muafiyet tanınması talebinde bulunmuştur. SDSD tarafından yürütülen ve tüm üreticilere açık olan proje ile atık sulardaki deterjan miktarının azaltılarak çevreye daha az zarar verileceği, paketleme, lojistik, enerji tüketimi gibi alanlarda tasarruf sağlanacaktır. Projenin her şeyden önce “sürdürülebilirlik” açısından faydaları bulunmaktadır. SDSD, “sürdürebilir üretim” konusunda, ürünlerin üretimi, dağıtımı ve evsel tüketimde kullanılan kimyasallar, ambalaj malzemesi ve enerjinin azaltılmasını destekleyerek deterjan sektörünün çevresel etkisini azaltmak ve sürdürülebilirlik hedeflerine katkıda bulunur. “Sürdürülebilir tüketim” konusunda ise, tüketicinin bu ürünlerin doğru kullanmasını sağlamak için tanıtımlar yapar.

4054 sayılı Kanun'un 4. maddesi kapsamında yapılan değerlendirmede, teşebbüslerin söz konusu teknolojiyi neden bireysel olarak rekabetçi bir yaklaşımla uygulamadıkları ve bunun yerine bir teşebbüs birliği altında harekete geçtikleri incelenmiştir. Denemelerin başarısız sonuçlanmasının, projenin tanıtımına büyük önem verilmesi gerektiğini ortaya koyduğu ve bu nedenle rekabeti kısıtlayıcı bir amacın veya etkinin ortaya çıkmadığı belirtilmiştir.

Ayrıca, teşebbüslerin pazar paylarına dayalı olarak tanıtım faaliyetlerinin finansmanı incelenmiş, pazar payı bilgilerinin paylaşılmasının koordinasyon doğurucu etkisi olup olmadığı değerlendirilmiştir. Bu bilgilerin önceki bir döneme ait olduğu ve koordinasyon riski taşımadığı sonucuna varılmıştır.

Diğer yandan, rakip teşebbüslerin benzer üretim süreçlerini tercih etmesiyle ürün fiyatları incelenmiş, kısa dönemde maliyet artışlarının uzun dönemde tüketiciye yansıma riski olduğu vurgulanmıştır. Yeni nesil deterjan üretimine geçilmesinin tüketici tercihini kısıtlamayacağı belirtilmekle birlikte, çevresel faydalar sağlansa da daha ucuz alternatiflerin piyasadan kalkmasının rekabeti sınırlayabileceği ifade edilmiştir. Konsantre ürünlerin ise pazara giriş engeli yaratabileceği de değerlendirilmiştir. Kurul, projenin rekabet koşullarını sağlıklı bir şekilde değerlendirebilmenin ancak belli bir süre sonra mümkün olduğunu, ancak projenin rekabeti sınırlama potansiyeline sahip olduğu sonucuna varmıştır.

Proje, 4054 sayılı Kanun'un 5. maddesi kapsamında incelenmiş ve konsantre deterjanın üretim ve dağıtımında iyileşme sağlanacağı, çevresel ve enerji tasarrufu gibi tüketici faydalarının ortaya çıkacağı belirtilmiştir. Ürün fiyatlamasında rekabetçi davranışların devam etmesi nedeniyle projenin piyasanın büyük bir kısmında rekabeti ortadan kaldırmayacağı ifade edilmiştir. Projenin süresi ve ek süreleri de makul bulunmuş ve bu şartların karşılanması nedeniyle muafiyet tanınmıştır.[14]

3.3.2 26.08.2009 Tarihli 09-39/946-233 Sayılı Rekabet Kurulu Kararı

Marmara Bölgesi’nde faaliyet gösteren demir-çelik üreticileri tarafından geri kazanım şirketi olan Marzinc Marmara Geri Kazanım San. ve Tic. A.Ş.’yi kurma işlemine menfi tespit belgesi verilmesi ya da muafiyet tanınması başvurusu incelenmiştir. Şirketin kurulma amacı, demir-çelik üretimi sonucu ortaya çıkan birtakım atıkların bertaraf edilmesi ve geri kazanımı ile çevre koruma alanında yatırım projelerinin yapılmasıdır. Değerlendirmeye göre, bu tür atıklar çevresel sorunlara yol açar. Bunların bertaraf edilmesi ve mümkünse geri kazanımı sağlanması gerekir.

4054 sayılı Kanun’un 4. maddesi kapsamında taraflar arasında iş birliği doğurucu yatay nitelikte bir çevresel anlaşma olduğu için yine aynı Kanun’un 8. maddesi çerçevesinde menfi tespit verilemeyeceğine ancak Kanun’un 5. maddesi kapsamındaki muafiyet şartlarını sağlaması nedeniyle işleme bireysel muafiyet verilmesinin uygun olacağına karar verilmiştir.

4. Türkiye ve AB Arasındaki Gümrük Birliği Anlaşması

Türkiye’nin rekabet hukuku ve sürdürülebilirlik politikalarına ilişkin Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (“OECD’’)’nin çalışmaları bulunur. OECD, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ilişkin çevresel koruma ve ekonomik büyüme arasında denge kurmaya yönelik strateji önerileri sunar. Her yıl rekabet hukuku ile ilgili toplantılar düzenler. Rekabet Kurumu, bu toplantılara düzenli katılır ve faaliyet raporlarını sunar. [15]

Rekabet hukuku alanında geliştirilecek politikalar açısından Türkiye’nin AB ile yaptığı Gümrük Birliği Anlaşması önemli bir gelişmedir. Gümrük Birliği Anlaşması, Türkiye’nin AB ile olan ticaretinde gümrük tarifelerini kaldırarak serbest bir pazar oluşturur.[16] Bu anlaşma Türkiye’yi, AB rekabet hukuku mevzuatına uyum sağlaması konusunda teşvik eder.

Türkiye, özellikle sanayi, enerji ve ulaşım gibi sektörlere yatırım yaparak rekabeti korurken sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmayı amaçlar. Bu alanlarda olarak yasal düzenlemeler ve politikalar geliştirmektedir. AB’ye uyum süreci kapsamında attığı adımlar Türkiye’yi bu konularda daha ileri duruma getirmiştir. Türkiye, sürdürülebilirlik ve rekabet ilişkisini güçlendirme yolunda ilerlemektedir.

[1] https://www.mfa.gov.tr/surdurulebilir-kalkinma.tr.mfa

[2] https://www.rekabet.gov.tr

[3] Antitröst hukuku, rekabet hukukunu ifade etmek üzere daha çok ABD uygulamasında kullanılmaktadır.

[4] https://www.law.cornell.edu/wex/sherman_antitrust_act

[5] https://www.ftc.gov

[6] Green Guides

[7] https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Rekabet-savunuculugu/rekabet-hukuku/genel-bilgiler

[8] Horizontal Cooperation Guidelines

[9] https://competition-policy.ec.europa.eu/document/fd641c1e-7415-4e60-ac21-7ab3e72045d2_en

[10] European Green Deal

[11] https://www.ab.gov.tr/european-green-deal_53729_en.html

[12] https://www.sbb.gov.tr/wp-content/uploads/2020/03/Surdurulebilir-Kalkinma-Amaclari-Degerlendirme-Raporu_13_12_2019-WEB.pdf

[13] Rekabet Kurumunun karar organıdır.

[14] https://dergipark.org.tr/en/download/issue-file/36299 syf. 57-58.

[15] https://www.rekabet.gov.tr/tr/Sayfa/Kurumsal/uluslararasi-iliskiler/cok-tarafli-iliskiler/oecd

[16] https://ticaret.gov.tr/dis-iliskiler/avrupa-birligi/gumruk-birligi