Tokenleştirilmiş Bir Dünyada Saklama Hizmeti Sağlayıcılarının Geleceği

8 min oku

Giriş

Dijital varlıkların tokenlaştırılması, varlıkların yönetimi ve alınıp satılma şeklini değiştirerek küresel finans piyasalarına yeni verimli, şeffaf ve kapsayıcı seviyelere getiriyor. Tokenlaştırmanın geleceği son zamanlarda hem geleneksel hem de merkeziyetsiz finans tartışmalarında önemli bir konu haline geldi. Kripto para birimleri, 2028 yılına kadar 4,5 trilyon dolar olması beklenen piyasa değeri ile kalıcılıklarını göstermiş olsa da tokenize varlık piyasasının yakın gelecekte kripto piyasasını geride bırakacağı tahmin edilmektedir.[1] Bu açıklama, BlackRock CEO'su Larry Fink'in tokenizasyonun yeni nesil piyasalar olacağı gerçeğini vurgulamasıyla aynı doğrultudadır.[2]

Ayrıca, varlık sınıflarının çoğu genellikle kurumlar tarafından piyasaya sunulup sonrasında bireysel kullanıcılar tarafından benimsenir; bu durum, saklama hizmetlerinin gelişimini de etkilemiştir. Bir zamanlar sadece kripto paralar için gerekli olan saklama hizmetleri, günümüzde Nitelikli Fikri Tapu (“NFT”) ve tokenlaştırılmış menkul kıymetler gibi daha geniş bir yelpazede yer alan varlıklar için de zorunlu hale gelmiştir. Saklama kuruluşlarının, bu varlıkların “stake” etme, ödünç verme ve ödünç alma gibi yeni kullanım biçimlerine de uyum sağlamaları gerekmektedir.

Tokenlaştırılmış Varlıkların Mevcut Durumu[3]

1- Gayrimenkul

1.1- Blokzincir ve Gayrimenkul

A. Blokzincirdeki akıllı sözleşmeler, mülk alım satımını daha verimli hale getirir; aracılara duyulan ihtiyacı azaltır ve işlem sürelerini kısaltarak süreci hızlandırır.

  • Blokzincir, anlaşmada yer alan hükümlerinin doğrudan koda yazıldığı, kendiliğinden yürütülen sözleşmeler olan akıllı sözleşmelerden yararlanır. Bu sözleşmeler, belirli şartlar sağlandığında, mülk işleminin koşullarını otomatik olarak yerine getirir.

B. Blokzincir teknolojisi, mülk sahipliği kayıtlarını şeffaf ve değiştirilemez bir şekilde tutar, bu da dolandırıcılık ve anlaşmazlık riskini azaltarak mülkiyetin güvenilir ve kalıcı bir kaydını sağlar.

  • Blokzincirin merkezi olmayan ve değişmez yapısı, mülk sahipliğini tahrif edilemeyecek şekilde kaydeder. Bir mülk tapusu blokzincire kaydedildikten sonra güvenli ve kalıcı hale gelir, böylece net ve tartışmasız mülkiyet kayıtları sunar.

C. Blokzincir, kira sözleşmeleri, bakım talepleri ve ödemeler gibi mülk yönetimi görevlerini otomatikleştirebilir, böylece mülk yönetimini daha verimli hale getirir ve idari yükü azaltır.

  • Akıllı sözleşmeler, mülk yönetimindeki rutin işlemleri otomatikleştirmek için kullanılabilir. Örneğin, bir kira sözleşmesi, kira ödemelerini otomatik olarak toplayan bir akıllı sözleşme aracılığıyla yönetilebilir.

D. Tokenizasyon, mülkiyetin küçük parçalara ayrılmasına ve yalnızca bir kısmının alınmasına olanak sağlar. Bu durum küçük yatırımcıların, yüksek değerli mülkten pay satın alabileceği anlamına gelir. Sonuç olarak, küçük yatırımcının piyasa dahil olması piyasanın likiditesini artıracaktır ve yatırım fırsatlarının önünü açacaktır.

1.2- Gayrimenkul Tokenizasyonu

a) Blokzincir, gayrimenkulün daha küçük, takas edilebilir tokenlara bölünmesine olanak tanır. Daha küçük paylar satın alabileceğiniz için pahalı mülklere yatırım yapmak için büyük miktarlarda paralara ihtiyacınız olmayacağı anlamına gelir.

b) Hızlı bir şekilde satılması zor olan geleneksel gayrimenkul yatırımlarının aksine, tokenlaştırılmış mülkler ikincil piyasalarda daha kolay alınıp satılabilir. Bu da, birincil piyasalar için talep oluşturacaktır.

c) Blokzincirin güvenli ve şeffaf defteri tüm işlemleri kaydeder. Nitekim söz konusu şeffaflık, dolandırıcılık risklerini azaltır ve gayrimenkul kayıtlarının doğru bir şekilde yapılmasını sağlar.

d) Akıllı sözleşmeler mülk alım ve satım işlemlerini, otomatikleştirir ve basitleştirir. Akıllı sözleşme kullanımı idari maliyetleri azaltır ve işlemleri hızlandırarak anlaşmaları daha verimli hale getirir.

e) Tokenizasyon ile dünyanın her bir yanındaki yatırımcılar token hale getirilmiş gayrimenkule yatırım yapabilecektir. Sadece bir internet bağlantısı ve token satın alma olanağı ile yatırımcılar küresel emlak piyasalarına erişebilir ve portföylerini zenginleştirebilirler.

1.3- Uygulama Örnekleri

i. RealT, menkul kıymet tokenleri aracılığıyla gayrimenkullerde kısmi mülkiyet sağlayarak demokratikleştirilmiş yatırım fırsatları sunar. Yatırımcılar, bir mülkteki payı temsil eden tokenleri satın alabilir ve mülkleriyle orantılı kira geliri elde edebilirler. RealT'nin platformu, yatırımcıların gayrimenkul yatırımlarına katılmaları ve pasif gelir elde etmeleri için kolay ve verimli bir yol sağlar.

ii. Colorado'daki St. Regis Aspen Resort tokenlaştırılarak yatırımcıların dijital tokenlar aracılığıyla bu lüks otelden pay satın alımlarını kolaylaştırmıştır. Ethereum (“ETH”) blok zincirini kullanan ERC-20 tokenları, tesisin kısmi sahipliğini temsil etmek üzere çıkarılmıştır. Bu tokenlar ikincil piyasalarda alınıp satılabilmekte ve işlem görebilmektedir; bu da geleneksel gayrimenkul yatırımlarının genellikle sağlamadığı likidite ve erişilebilirliği sunmaktadır.

2- Merkezi Olmayan Finans (“DeFi”)

2.1- DeFi ve Blok Zinciri

Blokzincir teknolojisi, eşler arası (peer to peer) işlemleri mümkün kılarak, aracılara olan ihtiyacı en aza indirerek ve şeffaflık ve güvenlik sağlayarak DeFi için temel altyapı görevi görür. Çeşitli finansal süreçleri otomatikleştiren ve güvence altına alan merkezi olmayan uygulamaları (“dApps”) ve akıllı sözleşmeleri destekler.

2.2- DeFi ve Tokenizasyon

Tokenlaştırılmış varlıklar, DeFi ekosistemleri içinde alınıp satılabilir ve kullanılabilir, böylece geleneksel olarak likit olmayan varlıklar bölünebilir, erişilebilir ve devredilebilir hale gelir. DeFi'de tokenlaştırma, yatırım fırsatlarına erişimi demokratikleştirerek varlık sahipliğine katılımı genişletir. DeFi araçlarının tokenleştirilmesinin kullanım alanları şunlardır:

· Yatırımcıların kısmi paylar satın almasını sağlayarak gayrimenkul ve sanat gibi yüksek değerli varlıklara erişim sağlanır.

· Blokzinciri teknolojisi, gerçek zamanlı mutabakatı kolaylaştırarak işlemlerin neredeyse anında gerçekleştirilmesine olanak tanır ve bu da verimliliği önemli ölçüde artırır. Ayrıca, uygun maliyetli ve verimli sınır ötesi ödemelere olanak sağlayarak küresel ticaretteki engelleri azaltır.

· Mülk ve emtia gibi gerçek dünya varlıkları, DeFi protokollerinde teminat olarak kullanılabilir.

2.3- DeFi'yi Çevreleyen Yasal Düzenleme

Özellikle Kripto Varlık Piyasaları Regülasyonu (“MiCA”) düzenlemesi aracılığıyla AB genelinde düzenleyici çerçeveyi uyumlu hale getirerek şirketlerin kripto piyasasında faaliyet göstermesini kolaylaştırmaktadır. Bununla birlikte, varlığın türüne bağlı olarak tokenlar, sınıflandırmalarını ve ihraççıların yükümlülüklerini etkileyebilecek farklı düzenleyici rejimler kapsamına girebilir. Tokenların Finansal Araç Piyasaları Direktifi (“MiFID”) ve MiCA gibi çeşitli rejimler altında sınıflandırılması, yasal yükümlülükleri ve daha geniş çapta benimsenme potansiyelini önemli ölçüde etkilediğinden, bu durum düzenleyici zorluklar ortaya çıkarmaktadır.

Adaptasyon Açısından Zorluklar

Tokenlaştırılmış menkul kıymetler için endüstri standartlarının olmaması, ETH blokzincirinin popülaritesinden ve 2015'te başlayan akıllı sözleşmelerin yaygın kullanımından bu yana bir sorun oluşturmaktadır. Token oluşturmak kolaylaşmış olsa da bu tokenların blokzincir de evrensel olarak kullanılabileceğinin veya takas edilebileceğinin garantisi yoktu. Bu sorunu çözmek için ETH blokzincirinde ERC-20 standardı getirilerek geliştiricilerin diğer ürün ve hizmetlerle uyumlu tokenlar yaratmasına olanak sağlandı. ERC-20, ETH tabanlı tokenlar için kullanılmış olsa dahi, tokenlaştırma finansal araçları içerdiği için entegrasyon problemleri karşısında yetersiz kalmaktadır.

Tokeny,[4] tokenize edilmiş menkul kıymetler için endüstri standartlarının eksikliğine yanıt olarak, finansal kurumlar ve üçüncü taraflar için uyumluluğu sağlamak üzere tasarlanmış ERC-3643 standardını (“Standart”) geliştirmek için çalışmaktadır. Bu çerçeve, finansal araçları meşru bir şekilde temsil etmek için halka açık blok zincirlerini kullanırken, ihraççıların veya temsilcilerinin tokenlerin mülkiyetini ellerinde tutmalarına olanak tanıyan kontrol ve uyumluluğu yakalamak için bir mekanizma sağlar.

Yasal ve Yönetsel Çerçeve

Yasal ve mevzuat belirsizliği, sektör tartışmalarında sürekli olarak önemli bir engel olarak gösterilmektedir. Ancak Birleşik Krallık'ta bu belirsizlik azalmaktadır. Finansal İdare Otoritesi (“FCA”) ve İngiltere Merkez Bankası yakın zamanda bir Dijital Menkul Kıymetler Sandbox'ı kurulduğunu duyurdu ve tokenize varlıklara ilişkin yasal çerçeveyi netleştirdi.

Birleşik Krallık Hukuk Komisyonu (“Komisyon”), İngiliz hukuku kapsamında, özellikle blok zincirindeki tokenize varlıklar da dahil olmak üzere belirli dijital varlıkları barındıracak şekilde tasarlanmış yeni “üçüncü bir kişisel mülkiyet kategorisi” getirecek bir yasa tasarısı önerdi. Şu anda İngiliz hukuku iki ana kişisel mülkiyet kategorisini tanımaktadır:[5]

1- “sahip olunan şeyler” (somut nesneler)

2- “eylem halindeki şeyler” (yasal haklar veya talepler).

Ancak Komisyon, kripto-token gibi bazı dijital varlıkların bu mevcut kategorilere tam olarak uymayan benzersiz özelliklere sahip olduğunu tespit etmiştir.

Önerilen mevzuat, yasal uygulanabilirlikten bağımsız olarak var olabilen ve rakip olan dijital varlıkları yasal olarak tanımak için bu yeni kategoriyi oluşturacaktır; bu, bir kişi tarafından kullanımlarının aynı anda başkaları tarafından eşdeğer kullanımı engellediği anlamına gelir. Bu, tokenize edilmiş varlıklardaki mülkiyet hakları için yasal tanıma ve koruma sağlayacaktır. Tasarıda bu yeni kategoriye tam olarak neyin girdiğinin tanımlanmaması ve yorumlanıp geliştirilmesinin içtihat yoluyla mahkemelere bırakılması dikkat çekmektedir.

Nitekim İngiliz yasalarına göre, blok zincirindeki tokenize varlıklar, diğer varlıklar gibi mülk olarak kabul edilecektir. Yasal olarak bu varlıklar geleneksel muadillerinden farklı değildir. Gerçek dünyadaki özellikleri farklılık gösterse de bu farklılık blokzincir içi ya da blokzincir dışı olmalarına bağlı değildir. Tahviller, hisse senetleri ya da diğer menkul kıymetler arasındaki fark önemli değildir; bu fark yalnızca dijital ya da fiziksel olarak temsil edilmelerinde kaynaklanmaktadır.

Buna karşılık, SEC'in SAB 121 kararı uyarınca[6] ABD'deki saklama kuruluşlarının her tür dijital varlığı bilançolarında yükümlülük olarak muhasebeleştirmeleri gerekmektedir. Bu düzenleyici yaklaşım, dijital varlık piyasasındaki saklayıcılar ve diğer operatörler için işlemleri komplike bir hale sokmaktadır.

AB'deki düzenleyici ortam, şu anda ilk uygulama aşamasında olan MiCA Yönetmeliğinin yürürlüğe girmesiyle daha tanımlı hale gelmiştir. MiCA özellikle hem kripto varlıkları hem de bu varlıklar için daha önce mevcut haliyle bulunmayan yeni hizmet türleri sunan hizmet sağlayıcıları ele almaktadır.

Çeşitli ulusal ve hukuki ilerlemelerin yanı sıra belirli dijital varlık sorularını ve kullanım durumlarını ele alan yeni düzenlemelere rağmen, genel yasal çerçevede hala boşluklar bulunmaktadır. Örneğin, Borsada İşlem Gören Ürünler ("ETP” ler) tipik olarak hem birincil hem de ikincil piyasaları içerir. Belirli yargı bölgelerinde, ikincil piyasada alım satım, ETP'nin merkezi bir sicile kaydedilmesini gerektirir. Bununla birlikte, tokenize varlıkların ikincil piyasada alınıp satılabilmesi için blokzincir teknolojisi, merkezi bir kayıt sistemi ihtiyacını ortadan kaldırdığı için, mevcut düzenlemelerin güncellenmesi gerekmektedir.

[1] https://zodia-custody.com/wp-content/uploads/2024/08/The-Future-of-Custody-in-a-Tokenised-World-Final.pdf

[2] https://www.forbes.com/sites/davidbirch/2023/03/01/larry-fink-says-tokens-are-the-next-generation-for-markets/

[3] Derin Partners olarak birçok farklı tokenlaştırılmış varlık olduğunu ve bunların sadece iki taneyle sınırlı olmadığını kabul ediyoruz. Ancak Zodia'nın raporu, birçok tokenize edilen/edilebilir varlık arasından gayrimenkul ve DEFI olmak üzere iki tanesine vurgu yapmaktadır. Bu nedenle, bu raporda yalnızca bu ikisini analiz ettik.

[4] https://tokeny.com/luxembourg-the-epicenter-of-the-tokenization-era/

[5] https://lawcom.gov.uk/project/digital-assets/

[6] https://www.sec.gov/regulation/staff-interpretations/accounting-bulletins/old/staff-accounting-bulletin-121