Trafik Kazalarından Kaynaklı Maddi Manevi Tazminat Davaları
8 min oku


Ülkemizde ulaşım sektörünün çoğunluğu karayolu ulaşımı ile yapılmaktadır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun tanımları içerir 3. Maddesinde Trafik kazası şöyle tanımlanmıştır: Trafik kazası : Karayolu üzerinde hareket halinde olan bir veya birden fazla aracın karıştığı ölüm,yaralanma ve zararla sonuçlanmış olan olaydır. İlgili kazalar sonucu açılan maddi-manevi tazminat davaları uygulamada en sık karşılaşılan tazminat davaları türüdür. Trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası, en az bir motorlu aracın dahil olduğu bir kazada ölüm ve yaralanma gibi bedensel zararlar ile üçüncü kişilere ait ev, araba, arazi gibi malvarlıklarında meydana gelen zararların giderilmesi amacıyla zarara uğrayan kişiler tarafından trafik kazasında sorumluluğu bulunanlara karşı açılan tazminat davası türüdür.
Trafik kazası tazminatı, uygulamada hem bedensel hem de malvarlığı zararlarını ifade etmek üzere kullanılmakta olup trafik kazası nedeniyle tazminat davasının hukuki dayanağı trafik kazasının haksız bir fiil sorumluluğu doğurmasından gelmektedir.
TBK Md. 49a göre de ‘Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür. Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiile başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.’
Trafik kazası nedeniyle tazminat davasını açabilecekler Yaralanma meydana geldiyse, trafik kazasında ölüm meydana gelmişse, trafik kazası nedeniyle ağır bedensel bir yaralanma meydana gelmişse durumlarında değişebilecektir. Yaralanma halinde şahsın bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilecekken (işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminat, kaza sebebiyle uğradığı elem, keder ve üzüntü sebebiyle de manevi tazminat talep edebilecektir. Ölüm meydana geldiyse ölenden yaşarken destek alan herkes maddi manevi tazminat davası açabilecektir. Ölen evliyse eşi ve çocuklarına, bekar ise anne babasına destek verdiği karine olarak kabul edilir. Dolayısıyla ölenin böyle bir destek bulunduğuna dair ispata gerek olmayacaktır. Sayılan kişiler dışında destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için ölen kişiden yaşarken destek alındığının ispatlanabilmesi gerekmektedir. Trafik kazası sebebiyle ağır bir bedensel yaralanma meydana gelmişse; yaralanan kişinin yakınları sayılabilecek kişiler için (anne, baba, eş, çocuklar, nişanlı) sadece manevi tazminat davası açma yolu açıktır. Türk Borçlar Kanunu Madde 56’ya göre ‘Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir. ‘
Ayrıca belirtmek gerekir ki Yargıtay kararlarında ‘ağır bedensel yaralanma’ , yaralanan kişinin uzuv kaybı yaşaması veya hayati fonksiyonlarını yerine getirememesi olarak kabul edilmektedir.(Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2015/17448 E. 2015/20849 K.)
KTK 109’a göre de;
‘Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir. Zamanaşımı, tazminat yükümlüsüne karşı kesilirse, sigortacıya karşı da kesilmiş olur. Sigortacı bakımından kesilen zamanaşımı, tazminat yükümlüsü bakımından da kesilmiş sayılır. Motorlu araç kazalarında tazminat yükümlülerinin birbirlerine karşı rücu hakları, kendi yükümlülüklerini tam olarak yerine getirdikleri ve rücu edilecek kimseyi öğrendikleri günden başlayarak iki yılda zamanaşımına uğrar.’
Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de uygulanacaktır. Ceza davası devamı boyunca uzamış dava zamanaşımı devam eder ve trafik kazasına ilişkin ceza davası sonuçlanıncaya kadar maddi tazminat davası açılabilir. (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 18.06.2020 Tarihli 2018/3082 E.-2020/3680 K.) Bu durumda somut olaya bağlı olarak oluşan suçun niteliğine göre zamanaşımı değişkenlik gösterecektir.
Trafik kazası nedeniyle tazminat davası;
1-TBK 49’a göre aracın sürücüsüne haksız fiil kapsamında maddi manevi tazminat davası açılabilecektir.
2-Aracın işleteni kusursuz sorumluluk ilkelerine göre hiç kusuru bulunmasa da doğan zarardan sorumlu tutulabilecektir.
3-İşleten sıfatı bulunmadığını kanıtlayamadığı taktirde araç sahibine dava yöneltilebilecektir. Trafik sicilinde malik görünen kişi, karine olarak aracın işleteni sayılmaktadır. Bunun sebebi, trafik kazasında sorumlu olan şahsın kolayca belirlenmesi ve zarar görenin zararının en kısa sürede giderilmesini sağlamaktır. Belirtmek gerekir ki, sicilde malik olarak görünen kişi her zaman aracın işleteni olmayabilir. Bu durumda, araç sahibi, aracın üzerinde fiili hakimiyeti bulunmadığını, araç için bir başkasının harcamalarda bulunduğunu veya araç üzerindeki ekonomik çıkarın bir başkasına ait olduğunu, işleten sıfatının bulunmadığını kanıtlayabilirse sorumluluktan kurtulabilir (Hukuk Genel Kurulu - 2013/379 karar). Kazaya karışan araçların meydana getirdikleri zararlardan araç sahiplerinin hukuken sorumlu olacağı ilkesi benimsenmiş ise de, araç malikleri tarafından herhangi bir sebeple yararlanılması için bir başka kimseye devredilmesi halinde (kısa bir süre için kiralanmaması kaydıyla) artık üzerindeki fiili hakimiyeti kalmaması ve bu sebeple ekonomik yönden de bir yararlanma olanağının kalktığı durumlarda, o aracı kaza sırasında fiili hakimiyeti altında bulunduran ve ondan iktisaden yararlanan kimsenin işleten sıfatıyla meydana gelen zarardan sorumlu tutulması gerekir. Bunun sonucu olarak da, araç maliki sorumlu tutulmamalıdır. Gerek doktrinde, gerekse Yargıtay’ın uygulamalarında, kiracının işleten sıfatının belirlenmesinde, kira sözleşmesinin uzun süreli olması,
araç üzerinde fiili hakimiyet ve ekonomik yararlanma unsurlarının birlikte bulunması gerekmektedir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi - Karar: 2017/820).
4-Sigorta şirketine trafik kazasına karışan aracın zorunlu mali mesuliyet sigortası ya da poliçe kapsamına göre ihtiyari mali mesuliyet sigortası da denilen kasko sigortasına, ölüm, yaralama veya diğer zararlardan maddi tazminat davası yöneltilebilecektir.
Trafik sigortasına karşı açılan davalarda 6102 sayılı TTK md. 4/1-a, md 5/1’e göre de Asliye Ticaret Mahkemeleri görevlidir zira sigorta şirketinin sorumluluğu ticari bir işten kaynaklanmaktadır. Maddi manevi tazminat davalarında ise Asliye Hukuk Mahkemeleri görevlidir.
Yaralanmalı trafik kazasına dayalı tazminat davasında: Yaralanan kişi maddi manevi tazminat talebinde bulunabilecekken yaralanan kişinin yakınları, kaza ancak ağır bir bedensel yaralanma veya uzuv kaybına sebebiyet vermişse manevi tazminat talebinde bulunabilir. Maddi manevi tazminat istemleri dışında yaralanan kişi TBK 54. Md uyarınca; her türlü tedavi giderini, kazanç kaybını, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplarını ve ekonomik geleceğinin sarsılması iddiasından doğan kayıplarını talep edebilir.
Ölümlü trafik kazasına dayalı tazminat davasında ise yaralanmalı trafik kazası tazminat davasında olduğu gibi maddi ve manevi tazminat davasının bir türüdür. Tazminat sorumlularından istenebilecekler ise ölen kişinin yakınları (anne, baba, eş, çocuklar, kardeşler, nişanlı) tarafından ölüm neticesinde duydukları elem, acı ve ızdırap duyguları sebebiyle manevi tazminat ve TBK53’e göre de Ölüm hâlinde uğranılan zararlar özellikle şunlardır: 1. Cenaze giderleri. 2. Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar. 3. Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar istenebilecektir.
Manevi tazminat davası kararlarında yüksek mahkeme kararları miktar bazında değişkenlik göstermektedir. Yargıtay bir kararında her bir davacı için 20.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinde bir aykırılık görmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 11.03.2021 Tarihli 2020/2410 E.-2021/2623 K. ). Manevi tazminatın 20.000 TL’ye hükmedildiği başka bir kararda ise daha düşük bir tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir(Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 24.02.2021 Tarihli 2020/3704 E.-2021/1882 K.).
· Yargıtay başka bir kararında davacı eş için 15.000 TL, anne ve çocuk için 13.000’er TL’lik manevi tazminata hükmeden ilk derece mahkemesinin kararını “davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.” gerekçesiyle bozmuştur (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 03.03.2021 Tarihli 2020/2081 E.-2021/2149 K.). Görüldüğü üzere, Yargıtay’ın manevi tazminat miktarı üzerinde çelişkili kararları bulunmaktadır.
· 2009 yılında meydana gelen yaralamalı trafik kazasında davalı sürücünün %100 oranında kusurlu olduğu kabul edilerek 10.000 TL manevi tazminata hükmedilmesi hukuka uygun olmuştur (Yargıtay 17. HD - Karar: 2016/575).
· Trafik kazası neticesinde bacağı kesilerek %47 oranında maluliyete maruz kalan, kusursuz olan ve kaza tarihinde 19 yaşında olan davacı mağdur lehine hükmedilen 80.000 TL manevi tazminat miktarı uygundur (Yargıtay HGK - 2013/201 karar).
· Davaya konu yaralamalı trafik kazası sebebi ile maluliyetin bulunmayışı, kazaya bağlı olarak yaşı küçük çocukta oluşan yaraların iyileşme süresinin bir ay olması göz önüne alındığından anne için 10.000 TL baba için 10.000 TL olarak hükmedilen manevi tazminat miktarı yüksektir (Yargıtay 17. HD Karar: 2016/1139).
· Ölümlü trafik kazasında vefat eden E’nin 25 yaşında olması, araç sürücüsünün de tam kusurlu olmasına rağmen davacı baba için 15.000,00 TL, davacı anne için 15.000,00 TL, davacı kardeş F. için 9.000,00 TL, davacı kardeş Y. için 7.000,00 TL olarak belirlenen manevi tazminat miktarı oldukça azdır (Yargıtay 17. HD - Karar: 2015/10507).
· Ölümlü trafik kazasında çocuğu ölen ve kendi çocuğu %25 kusurlu olan anne-baba için ayrı ayrı 7.000’er TL olarak hükmedilen manevi tazminat miktarı oldukça azdır (Yargıtay 17. HD - Karar: 2015/3324).
Trafik Kazasında Ölen Öğrencinin Gelirinin Hesaplanması
Mahkemece alınan bilirkişi raporunda davacının geliri hesaplanırken, kaza tarihinde İstanbul Üniversitesi Coğrafya Fakültesi 1. Sınıf öğrencisi olduğu, 2018 yılında mezun olabileceği ve okul bittiğinde 2.200,00 TL gelir elde edebileceği belirtilerek bu miktar üzerinden tazminat hesabı yapıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının öğrenci olduğu tespit edildiğine göre, mezun olacağı tarihin araştırılarak, mezun olduğunda iş bulma süresi ve mesleğine göre emsal gelir araştırması yapılması, ilgili meslek odaları ve meslek kuruluşlarından mezuniyetinden itibaren ne kadar sürede iş bulabileceği, emsal gelirin ne kadar olduğu, mesleğine göre yılın tamamında çalışıp çalışamayacağı gibi hususların sorulması, gerektiğinde bu hususta bilirkişi incelemesi yapılarak davacının gerçek gelirinin tespiti ile sonucuna göre hesaplama yapılması gerekirken hiç bir somut delil ile desteklenmeyen 2.200,00 TL üzerinden yapılan hesaplamanın hükme esas alınması ve yetersiz araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetli görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi- Karar: 2021/136).